Şiir bizim neyimiz
oluyor ve şair kimdir?
oluyor ve şair kimdir?
Şiir diyoruz, bize yeni bir evren açan duygu ve düşünce dünyasına. Peki şiirle ne yapıyoruz. Şiirle para eden şeyler satın alabilir miyiz. Pahalı bir eşya yahut iyi bir makam. Bunların pek inandırıcılığı yok. Şiirle en fazla biraz daha aşk, biraz daha gökyüzü, biraz daha insan kazanabiliriz.
Şiir karşı gelmektir diyoruz, bir soruna, bir olguya ve dünyada ters giden her şeye. Ters giden her şeye karşı okunacak bir ayaklanma mısramız vardır köşemizde. Dünyanın her yerinde şiirle yeni bir ülkü kurulmuştur. Walt Whitman, Pablo Neruda, Necip Fazıl, Nazım Hikmet.
Bizi şiire hapseden dünya nasıl, gün geçtikçe; emekçiye hakkını vermekten yoksun, gün geçtikçe kadını ve çocuğu ezmeye hevesli, gün geçtikçe insana kendini unutturmayı vaat eden, gün geçtikçe doğayı katleden, gün geçtikçe yarımızı göçmen olmaya zorlayan bir dünya.
Burada bulunduğumuz için mutlu muyuz? Sanırım değiliz, çarklar dönerken en fazla kalbimiz sıkışıyor. Sanırım yerinde olmayan ve hakkı verilmeyen her şey için acı çekiyoruz. Sanırım bize sadece geçen günün ardından içimize ağır bir sancı kalıyor.
Peki şiir dünyayı değiştirir mi? Evet şiir dünyayı değiştirebilir bu ancak şiirin poetikasına uygun bir politikayla mümkün. Dünyaya şair gibi bakmakla mümkün. Biz dünyaya eğer hırs ve kazanma duygusuyla bakıyorsak; şiir elbette bizi terk edecektir. Biz dünyaya hiçbir sorun yok gibi bakacaksak; şiir yine bizi terk edecektir. Biz dünyaya sadece günlük çıkarlarımız için bakıyorsak; şiir bizi yine terk edecektir.
Şiirle dünyaya nasıl bakmalıyız? Şiirle dünyaya direnerek, itiraz ederek, haksızlığa susmayarak, mücadele ederek bakmalıyız. Eğer şiir dünyanın daha iyi olması için bir kavgaya düşmüyorsa, anının duygusunu yüceltmek için baş kaldırmıyorsa, şair olarak yapacak çok az şey kalmıştır. Dik durmak ve direnmek.
Şiirden yoksun bir dünya, şiirin olmadığı bir dünya; bize ne söyler. Şiir bir kalenin burcu gibidir. Şiir bir ırmağın billur akması gibidir ve şiir yalnız bir sesin kitleyi cesaretlendirmesi gibidir.
Bugünün şairi evinde oturarak dünyaya söz söyleyebilir. Bugünün şairi tweet atarak, karşı koyabilir, bugünün şairi canlı yayında haykırabilir. Peki bunlar yeterli mi, yeterli değil. Bu şairin bir politikası olmalı. Halkın yanında duran ve halkın değerlerini kutsayan bir politika. Halk için mücadele eden bir politika. Ve halk için atan bir kalbi olmalı.
Ve böyle bir dünyaya şair tek başına savunmasız bir sınır bekçisi gibidir. Şairin dünyasını var kılması için kitlelere ihtiyacı vardır. Kitlelerin de şaire. Eğer içinde bulunduğu topluma söz söylemeyecekse şair, sadece kendi duygu dünyasına hapsolacaksa durup düşünmelidir. Niçin insan olduğunu, niçin yeryüzünde varlık gösterdiğini, niçin yaşadığını.
Bugün dünyaya şairin söyleyeceği çok şey vardır çünkü karşısında ruhunu yitirmiş düşüncesi parçalanmış bir insanlık vardır. Şair önce bu ruhlara şifa olacak sonra düşüncede aksiyonu başlatacaktır. Şiire borç ancak böyle ödenecektir. Başka türlü şiire ödenecek borç yoktur. Şair içinde bulunduğu topluma ya hep birlikte ya da tek tek kalırsak yok olacağız duygusunu hissettirmelidir. Başka bir dünyanın mümkünlüğünü şair haykırdıkça sesi topluma ulaştıkça; yeryüzünde insana yakışır şekilde yeniden var olmanın yasalarını bulacaktır. Şiir yeryüzü içindir, şairde yeryüzünün haykıranıdır. Ses son gününü yaşayıncaya kadar, şair yaşamı haykıracaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder