Gövdesi Hakkında Konuşan şiir kitabım hakkında Hakkı Yanık'ın kaleme aldığı yazı.
Şiir kelebeği
Avanos’taydım. Pekmez kaynatmak için üzüm eziyordum. Radyoda Neşet Ertaş. Bir ara dilimden, “Üzümdür ezildikçe renk pompalayan” dizesi döküldü. Zeynep Karaca’nın ‘Söylenmiş İlk Hece’ şiirinden.Avanos yolculuğundan bir gün önce Ketebe Yayınları’nın yeni yayımlanmış kitaplarına baktım. Gözüm tanıdık bir isme takıldı: Zeynep Karaca. Hemen arkadaşımız Güner Demircan’a gidip rica ettim kitabı.
Kırmızı kapaklı bir çalışma. Yazar isminin altında, Gövdesi Hakkında Konuşan Kelebek yazıyor. Biraz üste kayıyor bakışım: ‘Şİ/İR’ ibaresini görüyorum. Ketebe’nin genç şairlere verdiği desteği dikkatle takip ediyorum. Alkışı hak eden bir gayretleri var.
Karaca, Yeni Şafak’a da emek vermiş bir kardeşimiz. Aynı zamanda Sezai (Karakoç) Bey’in öğrencilerinden. 14 yıl devam etmiş ‘diriliş’ yürüyüşü. 15 yıl önce başladığı şiir sevdası ise, ‘kitaba' dönüşüvermiş. Geçen ayki ‘kitap eki’mizde yayımlanan söyleşide, çocukluktan beri şiir yazdığını belirterek, 20’li yaşlarda bu işi ‘ciddi bir uğraş’ haline getirdiğini söylüyor Karaca.
Kitabın ismi ve şiir başlıkları hikâyeye çağırıyor muhatabını. Mesela, Şeyin Her Şey Olarak İkiye Ayrılışı, Biri Sizinle Yolculuk Yapıyor, Dilenen Bir Çingeneye Özenen Şiir, Elleriyle Konuşan Biri, Dolanmış Ayaklar Adım Atmak Mümkün Değil, Zaman Bir Tik Bir Tak Her Şeye, Uzun Yaşayan Fotoğraf gibi. Şairin hikâye yazacağı günü merakla bekliyorum doğrusu.
Gözlem(e) gücü çok yüksek Karaca’nın, hafızası berrak. Bunu gösteren onlarca dize var. Basitten karmaşığa uzanmasını başarabiliyor. Sorgulayan, sorularla ilerleyen yapıda şiiri. Kitaptaki son şiirin son dizesini alıntılayalım: Bir bebek önce hangi heceyi söyler? Felsefî bakışı güçlü. Basit ve fakat usta tahlillerden kaçınmıyor: (İnsan nedir?) En beyaz giydiği gün dünyaya ait olmayan (s. 34). Ve ölümle ilgili şu tespit: Ölümün sesini duydun mu avluda / Çocuğun ağlayışına yakın olan o sesi (s. 42).
Elleriyle Konuşan Biri ve Yakarış şiiri başta olmak üzere, Babaannemin Ejderhası, Dilenen Bir Çingeneye Özenen Şiir, Vagonların Taşıdığı Hüzün, Piksel Uzaklığı, İki Kanat Fazla ve Ölü Doğmak şiirlerini severek okudum.
Altı çizelecek dizelerle bitirelim: Babaannem mezar taşında / Bir fatiha bekliyor (s. 15), Kara bataçıka yapılan bir yolculuktu çocukluk (s. 18), Bir ağrıyı büyütmüş gelecek gün diye (s. 24), Bir hüznü büyütmek içinde / Kalbin çıkış kapısıdır (s. 30), Anlamı burada değil yalnızlığın / ..ağaç kovuğuna gizlenmiş (s. 31), Ben değilim ipe hevesli / Başkasının boynu yakınlaştığım (s. 45) ve Sokak bir türküden yapılmış (s. 49).
Süt dişi
Gözünü aç ve gölgeye bak /
Renkler içinde yeri nerede
İnsan ruhunun köpeğidir
Duygular boğazda tasma
Birlikten doğan kuvvet
Değildir, büsbütün keyfiyet
Mesela çorabı önce hangi
Ayağına giymekle
İnancın arasındaki bağ
Söylenmiş midir bir bebeğe
Ölünün ardından tutulan
Yasta, süt dişi vardır
Yaşamın devamı, yeni ayna
Gözyaşı akıtmak
Bir yokuşta duraksamaya benzer
Çünkü nefes oraya kadar
Her şeyin üzerine bir hayal
Yarının dokunulmamış yerini ayartmak
Halbuki insan nedir
İki toprak arasında devinen su
Bir de şu:
En beyaz giydiği gün dünyaya ait olmayan
Zeynep Karaca
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder