Bu sıralar Twitter’da hala X demeye alışamadım, en fazla etkileşim alan iki konu var. Biri 17 yaşındaki Elif Berra Gökkır’ın Paris Olimpiyatları’nda okçulukta çeyrek finale çıkması üzerine; bir kadının yazdığı yorum. Filiz Bağcı isimli bir kullanıcı Elif Berra’nın başarısı üzerine; “çocuk yaşta başı örtülü, ben yaptığına odaklanamıyorum, özgür olmayan bir kız çocuğu” yorumunu yaptı. Bunun üzerine, milyonlarca farklı mesleklerden başı örtülü kadınlar tweeti alıntılayarak cevap verdi.
Sahi bu baş
örtüsü; doktor olmaya, avukat olmaya, savcı olmaya, sporcu olmaya, hakim olmaya
engel mi? Sahi biri baş örtülü olduğu için, doğru kararı veremez mi, bir başarı
elde edemez mi?
Bunlara 28
Şubat süreci boyunca çok denk geldik. Yıllar, yıllar geçti hala bu zihniyetin
uzantılarıyla uğraşıyoruz. Çağdaş kadın mini etek giyen başı açık kadın mı?
Baş
örtülüler olarak bunlardan çok çekmedik mi? Artık baş örtülü ve başarılı kadınlara
toplum hazır değil mi? Başörtülü doktor, başörtülü mühendis, başörtülü sporcu.
Bunlar hayal mi olmalı.
Evet baş
örtüsü bir simge hem dini anlamda hem de politik anlamda; biri başını kapatıyorsa
otomatik olarak onun bazı hassasiyetleri olduğunu var sayıyoruz. Demek ki;
dindar, demek ki bazı hassasiyetleri var diyoruz. Peki baş örtülü ama seküler
olamaz mı bu kadınlar? Hala anneannelerinden kalma; temizlikçi, hizmetli gibi mesleklerde mi çalışmalı baş örtülü
kadınlar.
Bir diğer
konu baş örtülü olup; seküler olamaz mı? İnançlı ama seküler teamülleri olamaz
mı? İllaki dindar olmak zorunda mı? Baş örtüsü üzerinden kadına biçilen rol
neden hep, bir alana sıkışmak oluyor. Kadın baş örtülü olduğu için neden hem
sekülerlerin hem dindarların alanlarında sıkışıp kalmalı. Baş örtülü bir kadın
hayatıyla ilgili yaşam şekline neden kendi karar veremiyor da onun üzerinde
karar alıcılar var?
Bu konuyla
birlikte ikinci çok konuşulan konudan bahsetmek istiyorum. Yine bir Twitter kullanıcı;
baş örtülü kadınların Anıtkabir’e gitmesini eleştirmiş, bunun üzerine baş
örtülü kadınlar Anıtkabir’e gittikleri fotoğrafları paylaşıyorlar.
Evet baş
örtülü kadınlar Kemalist zihniyetten çok çekti. Yıllarca sosyal hayattan ve
eğitim hayatından dışlandı. Ağır bedeller ödediler. Bunlar da kadınlara
Kemalizm üzerinden yapıldı. Bugün aynı kadınların çocukları Anıtkabir’i ziyaret
ediyor, Atatürk’e bağlılıklarını sunuyor. Bu da yarı bir konu olarak
incelenmeli elbette. Ama yine aynı yere gelmek istiyorum. Baş örtülü
kadına ne yapması gerektiği birileri
tarafından söylenmemeli.
Dindar
sakallı bir genç alkol aldığında sorun yok ama baş örtülü bir kadın aldığında
dünya alt üst oluyor. Buna bu kadar anlam yüklemeye gerek var mı?
Baş örtüsü
üzerinden kadınların hayatları kısıtlanıyor bence. Zaten evde, sokakta kadınlar
bir sürü baskıyla karşı karşıya bir de toplumun içine karıştığında baş örtülü
olma ayrıcalığı yükleniyor üzerine.
Bence baş
örtülü kadınları sekülerler ve dindarlar rahat bırakmalı. İsteyen örtebilir ve
örtüye göre istediğini yaşayabilir. Kadına rol biçilmesini ve kadın üzerinden
birilerinin tahakküm kurmasını kabul etmiyorum.
Kadınların
daha özgür ve kendilerine ait bir hayatı yaşayacakları günlerde buluşmak üzere
diyorum.