5 Mart 2023 Pazar

şiir ve şair hakkında

Kara Yılkı adlı bir dergiye şiir ve şair üzerine düşüncelerden oluşan bir yazı. 

ŞİİR VE ŞAİR ÜZERİNE DÜŞÜNÜŞLER


Hadi hep birlikte biraz düşünelim; şiir nedir, ne olması gerekir, şair kimdir? Şiiri kısaca ele alırsak bize okullarda öğretildiği gibi, duygu ve düşünceleri kelimelerle buluşturarak anlatma sanatıdır diyebiliriz. Burada acaba bir duyguyu, bir düşünceyi kelimelerle ifade etmeye çalışırken karşımıza çıkan olay nedir? Yani daha doğrusu, her insan duygu ve düşüncelerini kelimelerle ifade eder, şairin farkı nedir? Şairin farkı kelimelere; daha önce sıradan bir insanın görmediği, düşünmediği, hissetmediği şekilde bir form vermektir. Sıradan bir okur bir şaire ait bir dizeyi duyduğunda; heyecanlanıyorsa, burada söylenen şey bana şunu da düşündürdü diyebiliyorsa şair amacına biraz yaklaşmıştır diyebiliriz. Şiir kadar önemli olan şair olma gerçekliğidir, yağmur yağdığı yerde belki 16 milyon kişinin aynı anda şahit olduğu bir olaydır. Şair ona yeni bir anlam, arayış, bakış açısı, yükleyendir. Bir şair için yağmur sadece yağmakta olan bir doğa olayı değildir; rahmettir, arınmadır, hatıradır, geçmiştir, gelecektir. Birden çok şeydir ve onu artık bir şiir formuna soktuğunda o artık yeni bir şeydir. Düşündük yağmurun yağdığını bunu neden 16 milyon içinde 3-4 kişi kelimelerle yeni bir forma dönüştürmek ister ki; bu da bize şairliğin Allah tarafından bahşedilmiş bir lütuf olduğunu gösterir. Seçilmiş olmak, üstün olmak değil belki ama kader her birimizi hayat karşısında bir noktaya getirmek için bir yola seçer. Şairin yolu da Tanrı tarafından seçilmiştir. Şair o seçilme yoluna kendi arzusuyla girmiştir. Şiir üzerine tartışılan konulardan biri de şiir ilham mıdır, kelime çalışılarak mı elde edilir. Açıkçası, şiir kelimelerle yazılır görüşünü anlamlı buluyorum. Ama ilham boyutu olduğunu da reddedemem. Belki de şöyle demek daha doğru olur, ilk dize Tanrı’nın armağanı gerisi çalışma ve gayrettir. Şiir de dil mevzusu üzerine de tartışmalar vardır. Şairin dili yalın ve anlaşılır mı olmalıdır yoksa bir sözlükten ya da bilen birinden destek almadan okunmaz halde mi olmalıdır. Ben bu konuda T. S Eliot’un aşağıda yazacağım görüşüne yakın durmaktayım. T.S Eliot, şiir üzerine şöyle bir beyanda bulunur: “diğer tabiat kanunlarından daha kuvvetli sadece bir tane kanun var… şiirin kanunu kullandığımız ve duyduğumuz gündelik dilden çok uzaklaşmamalı. Vurgulu veya heceli, kafiyeli veya kafiyesiz, vezinli veya vezinsiz olsun, ortak münasebetin değişen yüzüyle bağını koparmamalı.” Konuşma dili olduğu gibi şiirde ortaya çıktığında da karşımıza bir takım sorunlar çıkabilir. Şair şiirinin kurgusunda buradaki ölçüyü öngörmelidir. Belki de başka bir şair William Butler Yeats’in dediği gibi; “bilge bir adam gibi düşün, fakat kendini sıradan bir adam gibi ifade et” önermesi gerçekçidir. Bizde de bunun en güzel örneği Yunus Emre’dir, yüzyıllar sonra bile kullandığı dil bu güne bir şeyler söyler. Bu kısa yazıda şiir ve şair üzerine düşünmeye çalıştık, umarım bir katkı sağlamıştır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

SAYIKLAMALAR İKİ

 SAYIKLAMAR İKİ En son ölüm gelir yine de erken deriz diyordu biri. Sahi sonda mı geliyor ölüm, her şey tamam olduğunda mı geliyor. Yakınını...