..........................................
Ben Edip Cansever seviyorum, İkinci Yeni’de sevdiğim birçok isim var. Turgut Uyar ve Sezai Karakoç, bunlar iki önemli kalem. Ama Edip Cansever’in hüznü kimde var. Materyalist şiir yazdığına dair eleştiriler var. Doğrudur bazı şiirleri böyle. Ama bir insan hüzünde bu kadar ısrar edip, baştan sonra kahrolabilir mi. Nedir Edip Cansever’i bu kadar hüzünlü kılan, halbuki dönemin şairleriyle kıyaslandığında; maddi durumu en iyi olan odur. İşçi Partisi üyeliğini falan düşününce, muhtemelen içinde yaşadığı toplum için karamsardır, biraz da alkolden dolayı karamsardır. Şiir için de yaygın bir kanı vardır, şiir kederden doğar diye. Kendi adıma neşeli bir insanım ama kederde de beklediğim zaman oluyor. Neyse mesele kederden çok topluma bakınca gördüklerimiz üzerinde yoğunlaşıyor galiba. Kendimizi buraya ait görmekten başka çaremizin olmadığı, gerçeği. Ve bu toprakların sorunla yoğrulan doğası. Bizi de etkiliyor ve yönlendiriyor. “İnsan yaşadığı yere benzer Ahmet Abi” derken, bu ülkenin kaderinden pay aldığını düşüyor elbette. Toprağa benzemeyi, oranın davranışlarını kanıksamak olarak düşünmüyorum ben ama oraya dair sorularınız olmalı. Oralı olmaya dair bir aidiyetiniz de olmalı ama gerçek bir sanatçıysanız da oraya dışarıdan bakabilmelisiniz. Bu da şimdilik böyle.
............................................................
Ev duygusuna inanır mısınız? Çok temel bir şeydir, aidiyet kurmak. Ben bu konuda pek başarılı sayılmam hatta duygusal olarak o kadar ileri boyuttadır ki; evsiz yaşadığımı düşünürüm. Neyse geçelim, lafı getirmek istediğim yer. Evde aile ile vakit geçirmek herkesin de itiraf edeceği gibi çoğu zaman sıkıcıdır. Üstelik evcil hayvanınız da yoksa. Aile temel ihtiyaçtır belki ama yirmi yaşınıza kadar, ondan sonra bir aileniz olmasa da olur. Zaten bu aile bağları masalları da o yaşlarınıza kadar geçerlidir. Ailesiyle sürekli birlikte olabilen var mı bilmiyorum. Mesela kendi düzeninizi kurduğunuzda siz artık başka bir bireysinizdir ve yaşam öyle akar, aile artık arka fondur. Sadece hayatta zorlandığınız dönemler olur, o zaman ailenin desteği önem ifade eder, onun dışında sizin onlara destek olmanız gereken dönemler olabilir, yaşlı ve hasta olabilirler. Ama sanıldığı ve iddia edildiği gibi kutsal bir bağ değildir aile. Ailemle yaşıyorum evet, bağlarımızda fena değil, ortalama ama bunlar da düşüncelerim, umarım aile fertleri yazıyı okumaz. Bu da şimdilik böyle.
...........................




Melankoli, İsyan ve Modern Ruhun Yorgunluğu
Zeynep Karaca’nın şiirleri; bireyin toplumla, teknolojiyle, doğayla ve kendi ruhuyla olan mücadelesini çok katmanlı bir şekilde işler. Şiirlerindeki karamsarlık; emek sömürüsünün yarattığı öfkeyi, doğaya karşı duyarsızlığın hüznünü, dijitalleşmenin getirdiği yalnızlığı ve aşkın kırılganlığını içerir.